Zaruri ne demek kelâm ?

Simge

New member
Zaruri Ne Demek Kelâm?

Zaruri: Anlamı ve Toplumsal Yansıması

Hepimizin sıkça kullandığı ama bazen tam olarak anlamını sorgulamadığı kelimeler vardır. “Zaruri” de onlardan biri. Günlük dilde sıkça karşılaşılan bu kelime, genellikle acil ya da kaçınılmaz bir şeyi ifade etmek için kullanılır. Peki, gerçekten bu kadar sıkça kullanılan bir kelimenin derin anlamı nedir? Zaruri, sadece bir ihtiyaçtan mı bahseder, yoksa daha geniş toplumsal yapıları ve kimlikleri de içine alır mı? Bu yazıda, "zaruri" kelimesinin ne anlama geldiğini, pratikte nasıl kullanıldığını ve toplumda nasıl algılandığını derinlemesine inceleyeceğiz.

Zaruri Kelimesinin Klasik Anlamı

Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre, zaruri kelimesi, “zorunlu, gerekli, kaçınılmaz” anlamına gelir. Bir şeyin zaruri olması, onun mutlaka yapılması gerektiği anlamına gelir. Bu, bir tür temel gerekliliktir ve çoğu zaman bir tür baskı veya zorunluluk içerir. Örneğin, sağlıkla ilgili bir durumu ele alalım: bir hastanın tedavi edilmesi zaruridir, çünkü tedavi edilmemesi hayati risk taşıyabilir. Dolayısıyla, zaruri olmak sadece bir ihtiyaç değildir; aynı zamanda bir zorunluluk ve bazen acil bir durumdur.

Zaruri ve Toplumsal İhtiyaçlar

Ancak, zaruri kelimesi sadece fiziksel ya da sağlıkla ilgili durumlarla sınırlı değildir. Toplumsal düzeyde de zaruriyetler vardır. İnsanların yaşadığı toplumda, bireylerin ihtiyaçları ve beklentileri genellikle bir tür toplumsal “zaruriyet” oluşturur. Örneğin, temel insan hakları, eğitim, barınma ve sağlık hizmetleri, toplumların bir bütün olarak sürdürülebilirliğini sağlamak için zaruri unsurlardır. Bu ihtiyaçlar, sosyal yapılar tarafından zaman zaman "zorunlu" olarak dayatılır ve bu dayatmalar toplumsal eşitsizliklere yol açabilir.

Örnek olarak, eğitimin zaruri olduğunu kabul edelim. Birçok ülkede, devletler, çocukların okula gitmesini ve temel eğitim almasını zorunlu kılar. Bu durum, sosyal yapılar ve devlet politikaları tarafından şekillendirilmiş bir zaruriyet olarak karşımıza çıkar. Toplumun geneli için eğitim, bireylerin sosyal ve ekonomik açıdan daha iyi bir hayat sürmelerini sağlayacak temel bir araçtır. Ancak, eğitimin erişilebilirliği ve kalitesi arasında büyük farklar olabilir ve bu durum, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir.

Erkeklerin ve Kadınların Zaruriye Bakışı

Toplumsal cinsiyetin zaruri kavramı üzerindeki etkisi de göz ardı edilemez. Erkekler genellikle pratik ve sonuç odaklı yaklaşımlar sergileyerek zaruri olan şeylere çözüm odaklı yaklaşırlar. Örneğin, bir erkek için bir işin yapılmasının zaruri olması, genellikle o işin sonuca ulaşması için gereken şeylerin yerine getirilmesiyle ilgilidir. Bir işyerindeki erkekler, pratikte işler tıkırında gitmediğinde bu durumu zaruri bir çözüm gerekliliği olarak görürler.

Kadınlar ise zaruri kelimesine daha sosyal ve duygusal açıdan yaklaşabilirler. Bir kadın için zaruri olan şeyler, genellikle başkalarının ihtiyaçlarını, duygusal yüklerini ve sosyal bağlantıları içerir. Kadınlar çoğunlukla aile içindeki sorumlulukları ve toplumsal normları göz önünde bulundurduklarında, bir şeyin zaruri olmasının arkasında duygusal veya sosyal bir sorumluluk hissi de olabilir. Örneğin, çocuklarının eğitimi veya aile içindeki sağlıklı ilişkilerin sürdürülmesi gibi meseleler, kadınlar için çok önemli ve zaruri görülebilir.

Bu tür bakış açıları genellemeler yapmadan incelenmeli, her bireyin içinde bulunduğu sosyal çevre ve kişisel deneyimlerine göre bu "zaruriyet" algısının farklılık göstereceği unutulmamalıdır. Yine de toplumsal cinsiyetin zaruri olana dair bakış açılarındaki etkisini görmek, bize daha geniş bir toplumsal çerçeve sunabilir.

Zaruri Olanın Ekonomik ve Sınıfsal Yansımaları

Zaruriyet, ekonomik ve sınıfsal farklılıkları da yansıtır. Örneğin, bir kişinin temel ihtiyaçlarını karşılamak, yani gıda, barınma ve sağlık hizmetlerine erişim, onun günlük hayatında zaruri bir durumdur. Ancak bu ihtiyaçların karşılanabilirliği, kişinin sınıfına göre büyük farklılıklar gösterir. Düşük gelirli bireyler için, bu zaruriyetler genellikle daha büyük bir mücadele ve stres kaynağıdır. Oysa daha yüksek gelirli kişiler, bu zaruriyetleri karşılamak konusunda daha fazla kolaylık ve seçeneklere sahip olabilirler.

Bir örnek üzerinden gitmek gerekirse, 2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de düşük gelirli hanelerin %65'i, temel ihtiyaçları karşılamakta zorluk çekiyor. Bu, bu gruptaki bireyler için yaşamın en temel zaruriyetlerinin bile ne kadar sıkıntılı hale geldiğini gösteriyor (Kaynak: TÜİK, 2023). Oysa daha yüksek gelirli haneler için bu ihtiyaçlar büyük oranda karşılanabiliyor. İşte zaruriyetin ekonomik boyutu da tam burada devreye girer: Bir şeyin zaruri olup olmadığı, çoğu zaman kişinin sosyal ve ekonomik durumuna bağlıdır.

Sonuç: Zaruri Olanı Anlamak ve Düşünmek

Zaruri olmak, sadece fiziksel gereksinimlerden ibaret değildir. Aynı zamanda toplumsal yapılar, bireysel kimlikler ve ekonomik koşullar gibi daha derin dinamiklerle şekillenir. Hem erkeklerin hem de kadınların zaruriye yaklaşımı farklı olabilir; ancak her birey için bu kavram, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşır. Zaruri olan bir şeyin gerçekten "zorunlu" olup olmadığını sorgulamak, toplumsal eşitsizliklerin ve güç dinamiklerinin daha iyi anlaşılmasını sağlar.

Forum Soruları

- Zaruri olana dair kişisel deneyimleriniz neler? Bir şeyin zaruri olup olmadığını nasıl tanımlıyorsunuz?

- Erkeklerin ve kadınların zaruriyet algıları arasındaki farkları nasıl gözlemliyorsunuz?

- Sınıf farkları, zaruri ihtiyaçların karşılanabilirliğini nasıl etkiliyor? Bu konuda yaşadığınız örnekler nelerdir?