Mecelle Hangi Fıkha Göre ?

Ilay

New member
Mecelle Hangi Fıkha Göre?

Mecelle, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, özellikle hukuk alanında önemli bir yere sahip olan bir yasal düzenlemeyi ifade eder. Bu düzenleme, 19. yüzyılın sonlarına doğru, modernleşme hareketlerinin etkisiyle şekillenen Osmanlı hukuku içinde, İslam hukukunun temel prensipleriyle uyumlu olarak hazırlanmış ve bu sayede İslam dünyasında hukuk reformlarının öncüsü olmuştur. Mecelle'nin hangi fıkha göre şekillendiği sorusu, bu metnin hukuk tarihi açısından anlamını daha da derinleştirir. Çünkü Mecelle, bir yandan İslam hukuku (fıkhı) ile ilişkilendirilse de, onun hangi mezhep veya fıkıh ekolüne dayandığı önemli bir konudur.

Mecelle'nin Temel Yapısı ve İçeriği

Mecelle, Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyılın ikinci yarısında hazırlanmaya başlanmış ve 1876 yılında tamamlanmıştır. Bu, modern hukuk anlayışıyla şekillenen ilk büyük İslam hukuku koleksiyonlarından birisidir. Mecelle, çoğunlukla medeni hukuk alanında düzenlemeler getirmiş ve ticaret, aile hukuku, borçlar hukuku gibi konuları kapsamıştır. Mecelle’nin hazırlanmasındaki amaç, Osmanlı topraklarında uygulanan geleneksel İslam hukukunu modern dünyaya uyumlu hale getirmektir.

Mecelle, fıkıh usulüne dayalı olarak hazırlanmış ancak bir miktar yerel ve pragmatik düzenlemelerle şekillendirilmiştir. Bununla birlikte, Mecelle, İslam hukukunun temel ilkelerinden sapmadan, Osmanlı Devleti’nin çok uluslu yapısına ve modernleşme çabalarına paralel bir biçimde, adaletli ve işlevsel bir hukuk düzeni kurmayı hedeflemiştir.

Mecelle Hangi Fıkha Göre Düzenlenmiştir?

Mecelle, İslam hukukunun temel prensiplerine dayansa da, hangi fıkhı mezhebinin etkisi altında olduğu konusunda bazı tartışmalar bulunmaktadır. Ancak genel kabul gören görüş, Mecelle'nin büyük ölçüde Hanefi fıkhına dayandığı yönündedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda, özellikle devletin resmi dini olarak kabul edilen Hanefi mezhebinin büyük etkisi vardı ve bu etki, Mecelle’nin hazırlanmasında belirleyici olmuştur.

Mecelle’nin Hanefi Fıkhına Dayanmasının Sebepleri

Osmanlı İmparatorluğu’nda, hukuk düzeninin büyük bir kısmı Hanefi fıkhı prensiplerine dayanıyordu. Bunun en önemli nedeni, Osmanlı Devleti’nin, kuruluşundan itibaren, özellikle yönetim ve yargı alanlarında Hanefi mezhebinin görüşlerini benimsemesiydi. Bunun sonucu olarak, Mecelle’nin hazırlanmasında da Hanefi fıkhı, daha çok başvurulan kaynak olmuştur.

Hanefi mezhebinin, özellikle tüccar sınıfının yoğun olduğu Osmanlı topraklarında ekonomik ve ticari faaliyetlere uygun hükümleri, Mecelle’nin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, borçlar hukuku, ticaretle ilgili düzenlemeler ve mülkiyet hakları, genellikle Hanefi fıkhının görüşlerine uygun bir şekilde düzenlenmiştir.

Mecelle’deki Bazı Hanefi İzleri

Mecelle’de, Hanefi mezhebinin önemli görüşlerine dayanan pek çok düzenleme bulunmaktadır. Örneğin, "şahitlik" ve "akid" gibi konular, Hanefi fıkhının belirlediği kurallara uygun olarak şekillendirilmiştir. Hanefi mezhebi, akitlerin geçerliliği konusunda oldukça titizdir ve Mecelle de bu titizliği yansıtarak, akitlerin doğru şekilde yapılmasını sağlamak için detaylı hükümler getirmiştir.

Ayrıca, Mecelle’deki faiz yasağı, Hanefi mezhebinin faiz konusunda getirdiği sınırlamaların izlerini taşır. Hanefi mezhebi, faizle ilgili oldukça katı bir yaklaşım sergilemiştir ve bu yaklaşım, Mecelle’ye de yansımıştır. Bu da, dönemin ekonomik yapısına uygun bir şekilde, faizli işlemlerden kaçınılmasını teşvik etmiştir.

Mecelle'nin İslam Hukuku ile İlişkisi

Mecelle, sadece Hanefi fıkhına dayalı olarak hazırlanmış olsa da, bazı durumlarda diğer fıkıh mezheplerinin görüşlerine de yer verilmiştir. Özellikle, Mecelle’nin hazırlanmasında görev alan hukukçular, farklı mezheplerin görüşlerini dikkate alarak, daha evrensel bir hukuk metni ortaya koymayı amaçlamışlardır. Bu, Mecelle’nin sadece bir mezhep hukukunun ötesine geçerek, İslam hukukunun temel prensipleri doğrultusunda genel geçer hukuk ilkeleri oluşturmasına olanak sağlamıştır.

Örneğin, Mecelle’deki birçok düzenleme, şeriatın temel ilkelerine dayanmakla birlikte, pratikte toplumun sosyal ve ekonomik yapısına daha uygun hale getirilmiştir. Bu sayede, Mecelle, sadece belirli bir mezhebin uygulamalarıyla sınırlı kalmamış, Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş coğrafyasındaki farklı etnik ve dini grupların hukuk ihtiyacını karşılayabilmiştir.

Mecelle'nin Osmanlı Hukuk Sistemi İçindeki Yeri

Mecelle, Osmanlı İmparatorluğu’nda oldukça büyük bir öneme sahipti ve yüzyıllar boyunca Osmanlı hukuk sisteminin temel taşlarından biri olarak kabul edilmiştir. Fakat, Mecelle’nin yalnızca Hanefi fıkhına dayanması, bazı eleştirilerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Diğer mezheplerin görüşlerine yer verilmemesi, özellikle heterodoks inançlar ve mezhepler açısından zorluklar yaratmıştır. Ancak yine de, Mecelle, Osmanlı'da uygulanan hukuk kurallarını birleştirici bir rol üstlenmiş ve imparatorluğun çok çeşitli halklarına bir ölçüde ortak bir hukuk düzeni sunabilmiştir.

Mecelle’nin Günümüzdeki Etkileri

Mecelle, Osmanlı Devleti’nin son yıllarında önemli bir reform hareketi olarak ortaya çıkmış olsa da, bu hukuk metni günümüzde de bazı İslam ülkelerinde ve hatta bazı modern hukuk sistemlerinde ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, Medeni Kanun'un kabul edilmesinden önce Mecelle, Türk hukukunun temel kaynaklarından biri olmuştur. Bugün bile, Mecelle’nin bazı hükümleri, İslam hukukunun çeşitli disiplinlerinde referans olarak kullanılmaktadır.

Sonuç

Mecelle, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, İslam hukukunun temel prensiplerine dayalı olarak hazırlanmış önemli bir hukuk metnidir. Büyük ölçüde Hanefi fıkhına dayansa da, diğer fıkıh mezheplerinin görüşleri de zaman zaman dikkate alınmıştır. Mecelle’nin etkisi, sadece Osmanlı döneminde değil, günümüzde de çeşitli İslam ülkelerinde hissedilmektedir. Hem tarihsel hem de hukukî açıdan büyük bir öneme sahip olan Mecelle, İslam hukuku reformlarının bir örneği olarak, hem teorik hem de pratik boyutuyla hukuk dünyasında önemli bir yer tutmaktadır.